Hayat nasıl planlanır? Evlenip yuvadan uçmadan evvel yaşadığım baba evimde, bir balkon köşem vardı. Burası üniversite sınavlarına hazırlandığım sıralarda elimde çayım kahvem, oturup düşüncelere daldığım köşeydi. Bugün kendimi yine elimde çayım, uzunca bir süre orada sessizce oturmuş karşıdaki demir yolunun uzaklara doğru gidişine dalmış halde buldum. Kendime geldiğimde kafamda derin düşüncelerle orada öylece oturduğumu, sanki zaman hiç geçmemiş gibi yıllar önceki sınava hazırlanan o küçük kız çocuğu halimi görünce kendime güldüm. O balkon köşesi benim için hep geleceğe beslenen umutlu düşüncelerin sembolü olmuş. Orada ne zaman oturup düşüncelere dalsam hep karşıma çıkacak olan sınavda başarılı olmaya olan inancımı tazelemişim.

Size de yaşamınızı planlarken, hayatınızın kendi planlarını yaptığı düşüncesi hakim oldu mu hiç? Hayatın kendi planlarının kötü ya da yanlış olduğunu düşündüğüm için söylemiyorum bunu hatta bazen tahmin edebileceğimizden bile daha iyi. Ama kendimi bildim bileli önüme gelecek olan zorlukların, seçimlerin ve kararların hayatımı nasıl değiştireceğini düşünüyorum. Yakında olacakların beni yaşamın içinde nereye sürükleyeceğini. Doğrunun ve yanlışın ne olduğunu. Savunduğum doğrunun doğuştan getirdiğim doğru mu yoksa bana öğretilen mi olduğunu… Oysa bugün geriye dönüp yaşadığım hayat kadarına baktığımda görüyorum ki, planladıklarımın birçoğu ya gerçekleşmemiş ya da düşündüğümden farklı şekilde gerçekleşmiş. Anlıyorum ki insan yaşamını tam anlamıyla hiçbir zaman planlayamaz. Galiba bu yaşamın doğasına aykırı. İnsan kendini bir miktar kontrol edebilse de bunun sınırı yaşamın kendisi değil ve hiçbir zaman da olmayacak. Durum böyleyken bizler yine de hayatımız boyunca hep kararlar almak zorunda olacağız. Bu kararların bazısı mesleğimizle ilgili olacak, bazısı yaşamımızı birlikte geçireceğimiz eşimizi seçmekle, bazısı bir şeyler almak ya da bir şeyler vermekle… Yaşamımız istesek de istemesek de her zaman bir takım kararlar vermek ve bu kararların bizleri nereye götüreceğini beklemekle geçecek. Sadece bazı sonuçları tahmin edebilir ya da umabiliriz. Ama hiçbir zaman garantisi olmayacak şekilde. Bu işin kaçışı da bir garantisi de olmadığına göre, o zaman ne yapacağız derken tam bu sırada Can Yücel’in sözleri geliyor hatırıma.
“Fazla kurcalamayın hayatı; vicdanınız temizse, yüreğiniz de güzelse, yaşayın gitsin işte.”
Bayıldım, çok güzel yazmışsın.
BeğenBeğen